SACAYAĞI
İman-Ahlak-Amel
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
1-Asr´a yemin olsun ki, 2-İnsan mutlaka bir ziyandadır. 3-Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır
Sacayağı`na hoş geldiniz.........!
İslam`da kulluğumuzla alakalı şeyler üç ana başlık çerçevesinde vaaz edildiğinden, Siteye sacayağı ismi verilmiştir. Bunlar İman,Ahlak,Amel.
SACAYAĞI
Hamd, alemlerin Rabbi,maliki,ilahi olan Allah`a mahsusdur. Salat ve selam alemlerin efendisi Muhammed(sav)`e ve ehli beyt`ine olsun. Kıymetli ziyaretci bu sitemiz öncelikle kendime nasihat hemde umuma faydalı olma gayesi için yapılmıştır. Site Amatör bir çalışmanın ürünüdür. Hata zatıma aittir Allahtan affımı dilerim. Tesbit edilen bir hata var ise paylaşın hakk ve adalete irşad edin ve kardeşinize dua edin
İMAN
İman, İnsana ebedi huzur kazandıran en kuvvetli olgudur.
Bu huzur ancak doğru bir inanç ile elde edilebilir. Bu inancın hakiki kaynağı LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RASULULLAH`ın ihtiva ettiği hakikatlerdir. Bunun en belirgin sınırları Kur`an ve Sünnet ile tesbit edilmiş olduğundan huzur arayanlar bu kaynaklardan beslenmek süretiyle saadet kapılarını aralamış olurlar
AHLAK
Ahlak, insanda yaratılmış en mükemmel değerdir. İnsan bu vasfı ile kendini diğer varlıklardan tedriç eder. Var olan bu AHLAK , yaratıcının terbiyesi neticesinde mükemmel bir hal alır bu ise hem dünya hem ahiret saadetidir. Ahlaki değerlerden mahrum insanlar toplum için hastalıklı hayvan gibidirler.
AMEL
Amel, inanılan hakikatleri, hakikat çizgisinde eyleme dönüştürmektir. Amel,insanın Allah`ın, meleklerin ve arz`ın kendisi hakkındaki doğruluğuna şahitlik etmesi için Allah`ın vaaz ettiği şekilde kişinin kendini yaratıcısına teşhir etmesidir. Bu teşhir, ya onu azat edecek yada helak edecektir
Hakiki İslam, iman,ahlak ve ibadet temelleri üzerine bina edilen İhsan şuuru ile içra edilen bir dindir
AYET VE YORUM
HADİS VE YORUM
SÖZÜN ÖZÜ
İbadette ihlas
وَاعْبُدُوا اللّٰهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـًٔا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبٰى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا
“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisâ, 4/36)
Manası:
Ayeti celile bizlere işaret ediyor ki bizler akabinde ifade edilen emirleri yerine getirebilmek için dinde ihlas sahibi ve dinde içra edeceğimiz eylemlere zarar verecek şeyleri bilmemiz gerektiğidir.
Zira Allah`a ibadet ederken, her türlü batıl inanç ve amellerden insanın korunmuş olması zaruridir.
Rabbimiz cc. ibadetlerimizi şirk koşmadan , yani Allah`ı tesbih eden ,ibadetlerinde hiç bir dünyevi veya şahsi bir çıkar olmaksızın sadece Alla için yaparsa! diğerlerini doğru ve istikrarlı bir şekilde yerine getirmiş olabiliriz
İletişimde ihlas
عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ , قَالَ : يَا أَبَا الدَّرْدَاءِ ، " أَحْسِنْ جِوَارَ مَنْ جَاوَرَكَ تَكُنْ مُؤْمِنًا ، وَأَحِبَّ لِلنَّاسِ مَا تُحِبُّ لِنَفْسِكَ تَكُنْ مُسْلِمًا ، وَارْضَ بِقَسْمِ اللَّهِ لَكَ تَكُنْ مِنْ أَغْنَى النَّاسِ
“Komşularına iyi komşuluk et ki gerçek mü`min olasın. Kendin için sevdiğini komşun içinde sev ki müslüman olasın. Allah`ın taksimatına rıza göster ki insanlardan müstağni olasın”[İbn Mace]
Manası:
Bu hadis bulunduğumuz ortamda özellikle günlük yaşantımızda sık sık birlikte olduğumuz kimselere karşı davranışlarımız, bizim iman kuvveti ve islam anlayışımızın veya dinde ki samimiyetimizi göstediğini beyan eden bir haberdir.
Müslüman hayatını hayırhah üzerine inşaa eder. Yani verimli topraklar ve su gibi temas ettiği varlıklara şifa verir.
Müslüman her ne şekilde olursa olsun zarar verici söylem ve eylem içersinde olmayan ve bulunduğu toplumda eksikleri tamamlayan gideren kimsedir.
Nasihatte ihlas
Dinde hakiki manada ilme ve ihlas`a sahip olmayan kimseler her meselede hata yapma ihtimali yüksektir.
Kendini bu noktada eksik görenler yapacakları müdahalelerde ihtiyatlı olmak zorundadırlar
En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmiyen ve şerrinden emîn olunmıyandır
Sacayağı
Şüpesiz ki hamd, her halukarda her şeyin yaratıcısı ve rahmeti sonsuz olan Allah`a mahsustur. Salat ve selam bütün nebilerin efendisi ve sonuncusu olam Muhammed (sav)`e Ehli beyt`ine ve Ashab`ının üzerine olsun.
Sacayağı`ndan bütün ziyaretcilerine selam ve saygılar. Sitenin gayesi öncelikle kendi
nefislerimize nasihat etmek ve düşünceleri başkaları ile paylaşmaktır. Bu çalışma tamamen bir amatör çalışma olduğundan, eksiklik ve hatalar zatımıza aittir. Bu konuda Allah`tan yardım ve muaffakiyyet ister, hatalarımızın affını dileriz.
İsminden de anlaşıldığı üzre paylaşılmak istenen hakikatlerle alakalı, yerine getirilmesi elzem olan şeylerin izahıdır. Sacayağı`da mana itibariyle, her hangi bir şeyin gerçekleştirilebilmesi için elzem olan, olmaz ise olmazı. Üçleme, yani birbiri ile alakalı üç şey, sacayağının birer ayağı. Yine üç bacaklı üzerine bir şey konan nesne vs...
İman Ahlak amel
İslam`da kulluğumuzla alakalı şeyler üç ana başlık çerçevesinde vaaz edildiğinden bizde bu başlıklar altında aktarmaya çalışacağız. Bunlar iman-ahlak-amel. Siteye sacayağı isminin verilmeside bundandır.
Allah(cc) en şerefli mahluk olarak insanı yaratmiş, bunun yanında bu şerefin korunup muhafaza edilmesi yollarınıda göstermiştir. Zira insan, yaratılış itibariyle diğer mahluk`lardan farklı bir boyutu vardır.
İbadet etmek için
Bu farlılık! onun yaratılış gayesi olan kullukla alakadardır. Allah(cc), Muciz`il Beyan`da (mucize kitap Kur`an)
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Biz insanları ve cinleri ancak kulluk ve ibadet etsinler diye yarattık, buyurmaktadır.
Aslinda ve hakikatte sonradan yaratılmış bütün mahluklar da kendi boyutlarıda Allah`a kulluk ile tesbih ederler.
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْب۪يحَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ حَل۪يماً غَفُوراً
Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır. isra 44
Bunların yanında insan, kulluğu itibariyle faklılık arzetmekte bu farklılık onun
tabiatında kendini göstermektedir.
Fucur ve takva
Allah(cc);
فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙۖ قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَاۙۖ وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاۜ
Nefse ve onu biçimlendirene, sonrada ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
İfadesi onun yapısını ortaya koymaktadır.
Allah`ın insanda halk ettiği gülmek, ağlamak, hiddetlenmek, imrenmek, korkaklık vs... huylar kullanması için verilmiştir. Önemli olan bunları yerli yerinde kullanmaktır
İnsan ne bir melek, nede hayvan gibidir. O, irade ahlak ve ilim sahibi ve tamamiyle birbirine zıt ( iyiliğe ve kötülüğe meğilli) iki boyutlu bir varlıktır. İnsan kulluk çerçevesinde ya güzel olanı kabul ile asliyetini koruyup şeref kazanacak, yada mevcut mahlukatın en alt seviyesine düşeçektir.
İnsan, öğrenen ve sonra bunları uygulamak suretiyle, mevcudiyetini koruyan bir mahluktur. Zira şu haliyle insan, (akıl mefhumunu saymaz isek) mevcut bütün yaratıkların en zayıfıdır O,nu güçlü yapan akıl dır.
Halife
Bilindiği üzre eski çağlarda bir çok yaratık neslini koruyamamış tükenip gitmişlerdir. İşte insan, akıl mefhumu olmasaydı belki nesli en cabuk tükenenlerden olacaktı. Oysa ilahi İrade, bunu murad etmediğinden ve yarattığı bu varlığın (insan) önemli bir misyonu olduğundan
وَهُوَ الَّذ۪ي جَعَلَكُمْ خَلَٓائِفَ الْاَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْۜ اِنَّ رَبَّكَ سَر۪يعُ الْعِقَابِۘ وَاِنَّهُ لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ
Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayan merhamet edendir.
Ona akıl kuvvetini vermiş ve birçok mahlukattan manen ve madden güçlü kılmıştır, ta ki kendisi için murad edilen bu misyonunu geçekleştirebilsin.
Akıl kuvveti
Allah(cc):
وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَث۪يرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْض۪يلاً۟
Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.
ifadesi ondaki akıl kuvvetine işaret etmekte ve yaratıklar içersindeki konumunu açıkca göstermektedir.
İşte böylesi bir varlığın kulluğu, aklı ile alakalı olacağından, Allah(cc) ona kelamını göndermiş taki insan, fıtratına uygun tarzda kulluk ve ibadetini içra edebilsin ve yaraticiya karşıda, bizler bu konuda uyarılmadık! gibi iddaa da bulunulmasın
Gönderilen elçiler
رُسُلاً مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللّٰهِ حُجَّةٌ بَعْدَ الرُّسُلِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزاً حَك۪يماً
Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.
Bu çerçevede Allah(cc), insanlar içinden dilediklerini seçerek, onları bizatihi kendisi terbiye etmiş ve kelamını bunlar vasıtasıyla umum insanlığa arzetmiştir. Bu elçilerin insanlar içersinden seçilmesi yine onun fıtratı ile alakalıdır. Zira gelen mesaj anlaşılmalı ve aslına uygun tatbik edilmelidir. Bu ise ançak kendi çinsinden bir varlığın aktarması ile mümkün olabilirdi.
قُلْ لَوْ كَانَ فِي الْاَرْضِ مَلٰٓئِكَةٌ يَمْشُونَ مُطْمَئِنّ۪ينَ لَنَزَّلْنَا عَلَيْهِمْ مِنَ السَّمَٓاءِ مَلَكاً رَسُولاً
De ki: Yer yüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, bizde onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.
İşte peygamberler, hem bir kul olarak gelen mesajı uygulamış, hemde bir elçi olarak görevini ifa ile O`nu (mesajı) anlama ve uygulama yollarını göstermiştir.
İlahi mesajın ilk emri nin ne olduğuna baktığımızda yaratan, insanı varlık sebebini ve variyetini muhafaza edebilmesi şeklini kısa ve öz ifade ettiğini görürüz orada:
Oku emrinin hakikati
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
إِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ {1} خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ {2} إِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ {3} أَلَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ {4} عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yaratan Rabbinin adıyla oku! 2- İnsanı bir kan pıhtısından yarattı! 3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 4- O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. 5- İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
Buyuran Rabbimiz, yaratanın Allah olduğunu, ve O`nun esması ile varıyetimizi doğru bir şekilde devam ettirebileceğimizi ve bunun için ilme ve ilmi doğru bir şekilde beyan etmemiz gerektiğini ifade ettikten sonra:
İnsan nankör ve kendini beğenendir
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ ﴿اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ ﴿٧٦
﴾6-7﴿ Hayır! Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli görerek çizgiyi aşar.
İnsanın insanlıktan çıkaran şeyin kişinin Rabbini ve onun nimetlerini unutması, kendini beğenmesi, kendi kendine yeteceğini zannetmesi neticesinde Allahın mesajına ve elcilerine kulak asmamasıdır.
Evet insan insan olma insanlığını devam ettirebilme noktasında kendini yaratan Rabbine muhtaçtır. Bu ihdiyacını gidermek için Rabbinin kelamına ve onun elçilerine muracat etmek zorundadır.
İnsanlık ancak Allah`a kul olmaktır
Kıymetli ziyaretci kısa ve öz tutulmayan çalışılan bu siteyi okumanız elbette tek arzunuzdur. Bu çerçevede tavsiye eleştiri ve sorularınızı iletebilirsiniz.
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ
Ey insanlar! doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmak için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah(cc) katında en değerli ve üstününüz, O`dan en çok korkanınızdır. Şüpesiz Allah(cc) bilen, her şeyden haberdar olandır.